28 Ekim 2017 Cumartesi

asla şiir değil sadece bir manzume

bir boşluğun sınırından bakıyorum
acı hissi çok uzaklaşmış
yorgunum ve rüzgar köstek oluyor
eskisi gibi değil
ayakta durabilmek 
ya da düşmek umurumda değil
nasılsa devam edebileceğim

sonbahar hoşuma gidiyor
turuncu
bir gidiş ama bilinişi dirilişin

takatim kalmıyor bazen
çöküyor ve oturuyorum kıyıma
bedenimin hiç ağırlığı yok
o kadar ki varlığıma inanamıyorum bazen
sadece rüzgar göğsümden içeri girip
ağrılarımı tetiklediğinde 
evet diyorum sanırım varım
ama çarpıp gitmiyor
içime işliyor 
ve örseliyor.

daha iyi
boş bir ifade
sadece zihinden ibaret olmak
sadece.
kendime sarılmak zorunda kalacağım acıları istemiyorum

bataklıklara meylim var
tekrar boğulmak istemiyorum
kaybetmekten korkacağım bir şey kalmadı
sakince kalkacağım şimdi
içim bir şeye acımıyorken.
mutluluğum için.

7 Ekim 2017 Cumartesi

dumanı üstünde

nokta
bir şey.

nasıl?
sen bu cümleye ait değilsin.
dar sokaklarda koşturan
çırpınan, yıkılan, devrilen.
sen küçük, sen güzel,
sen 
sen 
sen
sen bir çıldırış.

aitken değil.
doğurganken kısır
bir çocuğun sorusu
bir akşamın telaşı

anlatmaya değil belletmeye
inadına doğruya 
inadına sevgiye.

ara sıcak bulutların ardından
gelen ay
ışığınla vaftiz et bizi.

korkarak, üşüyerek 
sebepsiz.
yerin yurdun bura değil.
kökün harap, toprağın kayıp.
yine bilemedin ellerini nereye koyacağını.

senin elini gökler tutsun.